Yukarı Çık Çapası Kodu

Dünya Piyasaları

Sür Manşet

Online Canlı Radyo Dinle

Haberler

TÜM GAZETELER - BÜTÜN SON SAKİKA HABER SİTELERİ

Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ

Ekonomi

Hava Durumu

Meteoroloji Genel Müdürlüğü
Accuweather.com

Magazin Haberleri

MAGAZİN HABERLERİ

Spor Haberleri

Haberler.com
Trthaber.com
Sabah.com

Son Dakika Depremler

AĞRI

AĞRI

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 11.376 km²

Nüfus: 437.093 (1990)

İl Trafik No: 04

1650 metre yüksekliğindeki bir yaylada yer alan Ağrı, ismini yanında heybetle görünen dağdan almaktadır. Türkiye'ye en tepeden bakabileceğiniz ve doğuya açılan kapısı Ağrı, tarih boyunca çok sayıda kavim ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ağrı ili, yazın dağcılık ve doğa yürüyüşüne, kış mevsiminde kayak sporuna elverişli parkurlara sahip efsanevi dağı ile doğunun turizm merkezleri arasındadır.

İLÇELER:

Ağrı ilinin ilçeleri; Diyadin, Doğubayazıt, Eleşkirt, Hamur, Patnos, Taşlıçay ve Tutak'tır.

Diyadin: Merkez ilçenin doğusunda, Erzurum - İran yolunun 50. kilometresinde 7 km.lik bir yol ile bu yola bağlanmıştır. Murat nehri kıyısında yer alan kaplıcaları ile ünlüdür. Diyadin Kaplıcaların suları cilt, romatizma, adale ağrıları için şifalı sulardır.

Doğubayazıt: İl merkezinin 93 km. doğusunda, Erzurum - İran yolu üzerindeki İlçenin en önemli tarihi eseri İshak Paşa Sarayı'dır. Balık Gölü ve Ağrı Dağı yamacındaki Meteor çukuru, ilçenin ilgi çeken diğer değerleridir.

Eleşkirt: 1998 yılında İlçeye, Güneykaya mevkiinde kayak turizmine yönelik tesisler yaptırılmıştır.

Hamur: İl merkezine 15 km. güneyinde yer alan İlçenin başlıca tarihi eserleri Selçuklulardan kalma Havaran Kalesi ve Mahmut Paşa Kümbetidir.

Patnos: İlçe Ekonomisine canlılık getirecek sergi, fuar, panayır gibi etkinlikler yapılmamaktadır. Turizm açısından da art bölgede yer aldığı için herhangi bir faaliyet yoktur. Aynı zamanda turistlerin ilgilenebilecekleri yeterli bir tarihi ve doğal güzellikleri bulunmamaktadır. Mevcut eserler ise doğa ve insan tahribatı nedeniyle gözle görülebilir özelliklerini kaybetmiştir.

Taşlıçay: Ağrı ilinin orta kısmında bulunan Taşlıçay ilçesinin kuzey ve güneyinde bulunan 2000 m yükseklikteki dağlar,orta bölümde Murat Vadisi ile ayrılır.Arazi volkaniktir,en yüksek noktası Güneydeki Aladağ üzerinde bulunan Koçbaşı tepesidir.

Tutak: Deniz seviyesinden 1535 metre yükseklikteki ilçenin alanı 1562 Km². dir. Yörenin toprakları yüksek yayla karakterinde ve oldukça engebelidir.

NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Karayolu ile çevre il ve ilçelerden Ağrı ya, Ağrıdan çevre il ve ilçelere düzenli karayolu ulaşımı olduğu gibi büyük şehirlerede hergün karşılıklı otobüs seferleri vardır.

Otogar Tel: (+90-472) 212 09 63

Demiryolu

İstasyon Tel: (+90-472) 2l3 79 l9

Havayolu: Havalimanının kent merkezine uzaklığı 7 km.dir.

Havalimanı Tel: (+90-472) 216 04 02 - 216 04 00

GEZİLECEK YERLER

Ağrı - Ağrı Dağı

Türkiye'nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı jeolojik konumu ve Büyük Tufandan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yapması dolayısıyla efsanevi özelliği olan bir dağdır. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağının farklı dillerde bir çok ismi vardır. Başlıcaları, Ararat, Kuh - i Nuh, Cebel ül Haristir.

Marco Polonun hiç bir zaman çıkılamayacak dediği Dağa ilk tırmanışı, kayıtlara göre 9 Ekim 1829 yılında Prof. Frederik Von Parat tarafından gerçekleştirildi. İkinci kış tırmanışı ise ilk tırmanıştan çok sonra 21 Şubat 1970' de Dağcılık Federasyonu eski başkanlarından Dr. Bozkurt Ergör tarafından gerçekleştirildi. 1980'li yıllarda binlerce dağcı Ağrı Dağını ziyaret etti. Ağrıya tırmanışa 1990 yılında yasaklandı.1998 de Dağcılık Federasyonunun bir grup dağcıya izin vermesiyle bu yasak kaldırıldı.

Yükseklik 5165 m.

Konumu Doğu Anadolu'da İran sınırları yakınında yükselir. (Aras-Murat Nehirleri arası)

Tırmanış Zamanı Tırmanışlar İçin En Uygun Zaman Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Kış tırmanışları zorlu ancak zevklidir.

Özellikleri Ağrı dağı(5165 m.), Anadolu Yarımadası ve Avrupa'nın en yüksek doruğudur. 4000 metreye kadar bazalt daha sonra sonraki yükseklikte andezit lavlarından oluşarak volkanik bir dağ özellikleri gösterir. Dağın doruğunda bir örtü buzulu vardır. Doğu yüzünde Serdarbulak yaylası ve 3896 m. yükseklikteki Küçük Ağrı Dağı yer alır. Ağrı dağı yüksekliği, buzulları, insanları, değişik yapısal görünümleri, kar sınırına kadar kaplı otlukları ve dağ çayırları ile ilginç ve çekici bir görünüme sahiptir.

Ulaşım ve Konaklama Trabzon-Erzurum-Tahran Uluslararası kara yolları Ağrı eteklerini dolanarak İran'a uzanır. Ankara-Erzurum arasında düzenli olarak hava, demir ve karayolu bağlantısı mevcuttur.

Dağa en yakın merkez Doğubeyazıt'tır. Buraya Ağrı ve Erzurum'dan ulaşmak mümkündür. Kent ve çevresinde konaklama ve lokanta tesisleri vardır.

Tırmanışlar

Malzemeler Krampon, İp (11 mm), Buz Kazması, Emniyet Malzemeleri (Perlon, Buz Burgusu vb)

Yaz çıkışlarında (-5, -10 ºC'ye) dayanaklı uyku tulumu, anorak, rüzgarlık, diğer kamp malzemeleri ile gerekli ihtiyaçlar, Dağcıların çıkışları izne tabi olan Ağrı ve Küçük Ağrı dağlarına tırmanışlarında şu noktalarından hareket etmeleri zorunludur.

* Ağrı dağına çıkışlar Doğubeyazıt - Topçatan köyü - Eli Çiftliği güzergahından olmak şartıyla yalnızca dağın Doğubeyazıt sınırları içinde kalan cephesinden yapılmaktadır.

* Küçük Ağrı Dağına ise yalnızca kuzeybatı güzergahından çıkış yapılmaktadır. Ağrı Dağı doruğuna tırmanmak için haberleşme, taşıma güvenlik ve tırmanma açısından en rahat ve sık kullanılan rota güney rotasıdır.

* Doğubeyazıt'ta konaklayan dağcılar tırmanış için gerekli hazırlıkları burada tamamlayarak oto mobil ile Eli köyüne ulaşırlar. Burada su ikmali yapıldıktan sonra 7-8 saatlik bir yürüyüşle 2800 m. yükseklikteki ilk kamp yerine varılır ve burada geceleme yapılır. 2. gün 4-6 saatlik bir tırmanışla 4200 m. dolaylarında ikinci kamp yerine ulaşılır. Doruk tırmanışı için krampon, buz kayması ve ip alınması zorunludur. 8-10 saatlik tırmanışla doruğa ulaşılır ve birinci kamp yeri olan 2800 m. ye dönüş yapılır.

Ağrı - Bubi Dağı

Doğu Anadolu Bölgesi, Ağrı ili sınırları içinde yer alan Kayak Merkezi Ağrı şehir merkezine 18 km. mesafedeki Bubi dağında kurulmuştur.

Ulaşım: Ankara ve İstanbul'dan haftanın belirli günlerinde uçak seferleri bulunmaktadır. 18 km. uzaklığındaki şehir merkezine ulaşım, özel araçlarla mümkündür.

Coğrafya: Karasal iklimin hüküm sürdüğü kayak merkezinde kayak için en uygun sezon Aralık-Nisan aylarıdır. Alpin Çayırlarla kaplı merkezde, kayak mevsiminde kar yüksekliği 1-2 metreyi bulmaktadır.

Konaklama ve Diğer Hizmetler: Ağrı il Özel İdare Müdürlüğüne ait bir kayak evi hizmete girmiştir. Merkezde 60 kişilik bir kafeterya bulunmaktadır.

Mekanik Tesisler ve Pistler: Kayak Merkezinde uzunluğu 1227 m. olan 600 kişi/saat kapasiteli teleski hizmet vermektedir. Ayrıca Ağrı'ya 45 km., Eleşkirt ilçesine 4 km. uzaklıkta, 4 kişilik iskemleli sökülebilir telesiyej tesisi daha yapılmıştır. Tesis uzunluğu 1650 m olup kapasitesi. 1000 kişi/saattir.

Ağrı Dağı

Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı (5165 m.) eskiden beri bilginlerin, dağcıların, serüvencilerin ilgisini çekmiş ve birçok hikaye, türkü ve efsaneye konu olmuştur.

İncil ve Tevrat'ta da adı geçen dağa, turizm açısından önemli bir konum kazandıran yaygın inanca göre; Nuh Peygamber zamanında yeryüzünü kötülükler kaplamıştır. İnsanlara bir ders vermek amacı ile Tanrı, Nuh'a bir gemi yapmasını emreder. 300 arşın boyunda, 50 arşın genişliğinde ve 30 arşın yüksekliğinde yapılacak gemiye, Nuh Peygamber, eşi, oğulları, oğullarının eşleri ile birlikte yeryüzünde bulunan bütün canlı türlerinden 7 erkek, 7 dişi, sürüngenlerden 2 erkek, 2 dişi, yeterli yiyecek de alarak binecektir. Nuh Peygamber, Tanrının emri doğrultusunda gemiyi yapar ve canlılarla beraber gemiye girer. 7 gün sonra 40 gün 40 gece süren tufan sonucunda gemidekilerin dışında kalan tüm canlılar yok olur. Suların çekilmesi ile gemi, Ağrı Dağı'na oturur ve içindeki canlılar sevinçle gemiden ayrılarak yeryüzüne dağılır. Bu; yönüyle dini açıdan çok özel olan dağ, düz bir arazide aniden yeryüzünden göğe doğru yükselen heybetli görünümü, yazın bile karlı dorukları, bitki örtüsü ve barındırdığı hayvan türleri ile etkileyicidir.

Nuh'un Gemisinin İzi

Türkiye-İran transit yoluna 3.5 km. uzaklıkta, Ağrı Dağı'nın güneyinde Telçeker ile Meşar köyleri arasında yer alan doğal bir anıttır. Bu anıt gemiye benzer bir siluettedir. Başta Amerikalı araştırmacı James Irwin olmak üzere birçok araştırmacı büyük tufandan sonra Nuh'un gemisinin buraya oturduğu yönündeki iddiaları araştırmak üzere kutsal geminin kalıntılarını bulmak için 1983 yılından itibaren çalışmalara girişmişlerdir. Kültür Bakanlığı gemi kütlesine benzeyen bu jeomorfolojik yapının "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" özelliği taşıması münasebetiyle 1987'de 3657 sayılı kararı ile burayı doğal SİT alanı ilan etmiştir.

Meteor Çukuru

Alaska'daki meteor çukurundan sonra dünyanın 2. büyük göktaşı çukurudur. Gürbulak Hudut Kapısı ile Sarıçavuş köyü arasında, İran sınırına 2 km. kadar mesafededir. 70-80 yıl önce düşen bir Göktaşı tarafından oluşturulan meteor çukuru 35 m. genişliğinde ve 60 m. derinliğindedir.

Müzeler

Ağrı İshak Paşa Sarayı

Doğubayazıt ilçesinin 5 km. doğusunda, bir tepe üzerine kurulan saray İstanbul Topkapı Sarayı'ndan sonra yapılmış sarayların en ünlüsüdür.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devri’ndeki son büyük anıt yapısıdır. 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyüktür.

Saray binasının bulunduğu zemin, vadi yakası olduğundan, kayalık ve sert bir yerdir. Eski Beyazıt şehrinin merkezinde olmasına rağmen, bu yapının üç tarafı (kuzey, batı, güney) dik ve meyillidir. Sadece doğu tarafında müsait bir düzlük vardır. Sarayın giriş kapısı buradadır. Saray, kalelerin özelliğini kaybettiği, ateşli silahların bulunduğu bir çağda yapıldığından, doğu yönündeki tepelere karşı müdafaası zayıftır. Cümle kapısı savunma bakımından en zayıf noktasıdır. Cümle kapısı bölümü, İstanbul ve Anadolu'da kurulan saraylarınkinden farksız olup, taş işçiliği ve oymacılığı yönünden muntazamdır. Türklere özgü tarihi saray örneklerindendir. 366 odadan oluşan sarayın yapımına Çıldır Beyi Çolak Abdi Paşa tarafından 1685 yılında başlanmıştır. 1784 yılında saray iki avlu ve bu avluda bulunan yapılar topluluğundan meydana gelmiştir. Birinci avludaki yapıların bazıları yıkılmıştır. Dört tarafı yapılarla çevrili ikinci avlu dikdörtgen planlıdır. Girişe göre sağ tarafta selamlık ve onun arkasında haremlik vardır. Bunların sonunda cami ve türbe bulunmaktadır. Türbe Selçuklu kümbet mimarisi üslubunda inşa edilmiştir.

Mağaralar

Buz Mağarası: Küçük Ağrı Dağı eteğinin bittiği düzlükte bulunmaktadır. Doğubayazıt-Gürbulak transit yolunda Hallaç köyü yolu sapağına 3 km. mesafededir. Örneğine çok az rastlanılabilecek doğal bir anıt durumundaki mağara toprağın 15-20 m. derinliğinde yer almakta olup 100 m. uzunluğa ve 50 m. genişliğe sahiptir. Mağara içinde insan büyüklüğünde buzdan dikitler yer almakta ve bu dikitler ışık altında farklı renklere bürünmektedir.

Meya Mağaraları: Diyadin'e 15 km. uzaklıkta bulunan, kayaların insan eliyle oyularak barınma, ibadet ve diğer yaşamsal faaliyetlerin gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak yapılmış mağaralardır. Eski bir yerleşim merkezi olan bu mağaralar bütün olarak ele alındığında adeta bir anıt kent niteliğinde olup, değişik inanç ve kültürlerin izlerini taşımaktadırlar. Oldukça geniş olan mağaralarda kilise ve mezar kalıntıları ve su kanalı bulunmaktadır. Tokluca Kalesi'nden yer altına inen merdivenler aracılığı ile bu mağaranın bağlantısı olduğu düşünülmektedir.

Kaleler

Tokluca Kalesi: Diyadin ilçesine 19 km. mesafede bulunan Tokluca köyünün hemen arkasındaki tepe üzerinde bulunmaktadır. 100-150 m. uzunluğunda bütün bir kaya kütlesi gibi duran kale 2 m. uzunluk ve genişliğindeki taşlardan yapılmıştır. Kalenin üstünde yer alan 3 m. genişliğindeki bir giriş deliğinden 30 basamaklı merdivenle kale içindeki sahanlığa inilmektedir. Bu sahanlıktan üç ayrı yeraltı tüneline açılan giriş kapıları ve merdivenler bulunmaktadır. Bu tünellerden birine 70 basamaklı, diğerine de 350 basamaklı merdivenle inilmekte olup bu tünellerin Meya Mağaraları'na ulaşmakta kullanıldığı tahmin edilmektedir.

Kan Kalesi: Tutak ilçesinin 15 km. batısında eski adıyla "Kalekule" denilen Dönertaş köyü yakınlarında bulunmaktadır. Hangi tarihte ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmeyen kale "Kale-i Hum" adıyla da bilinmektedir.

Doğubayazıt Kalesi: Eski Beyazıt'ın kuzey doğusundaki Belleburç denilen yerde, kayalar üzerinde, Doğubayazıt'ın 5 km. doğusundadır. Kaledeki Urartu mezarları ve antik çağlara ait kalıntılar, buranın antik kent olduğunu göstermektedir. Kaleyi inşa edenler ya da yapım tarihi ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.

Diyadin Kalesi: Diyadin ilçe merkezinde Murat Nehri kıyısındaki kayalıklarda kurulmuş olan kale, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sine göre Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'ın oğlu Ziyaüddin tarafından yaptırılmıştır. Gerçekte ise, kullanılan malzemeler ve yapılış tarzı, Urartular tarafından inşa edildiğini göstermektedir. Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlılar döneminde onarım görmüştür.

Havaran Kalesi: Hamur ilçe merkezinde bulunmaktadır. Hamur Deresi'nin üzerindeki kayalıklara kurulmuştur. Dereden yüksekliği 100 m. civarındadır. Selçuklu dönemine ait olan kale içinde cami, kalebeyi konağı, deve hanları ile kaleden 400 m. uzaklıkta ve kaleden daha yüksek bir tepe üzerinde gözetleme kulesi bulunmaktadır.

Şoşik Kalesi: Hamur ilçesine 35 km. uzaklıkta bulunan Karlıca köyündeki sarp kayalıklar üzerine kurulmuş bir kaledir. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yaptırıldığı kesin olarak bilinmemekle beraber Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde kaleden "Azerbaycan Hükümdarı Ziyaüddin tarafından yaptırılmıştır" şeklinde bahsedilmektedir. Kale içerisinde ibadethane, hamam, gözetleme kulesi, zindanlar ile su kulesi bulunmaktadır. Kale Karakoyunlular zamanında tamir görmüştür.

Kız Kalesi: Şoşik Kalesi'nin 2 km. doğusundaki bir tepe üstünde yer alan kalenin Şoşik kalebeyinin kızı için yaptırıldığı rivayet edilmektedir.

Küpkıran (Harabe Göl) Kalesi: Ağrı il merkezinin 20 km. doğusunda yer alan Yukarı Küpkıran köyü ile Harabegöl köyü arasında bulunmaktadır. Büyük kesme taşlardan yapılmış mazgallı bir kaledir. Eski ve önemli bir yerleşim yeri olan Harabegöl köyünün depremler ve toprak kaymaları sonucunda batmasıyla oluşan çukura zamanla su dolması nedeniyle köyün yakınında bulanan kaleye bu ad verilmiştir.

Toprakkale: Eleşkirt ilçesinin 14 km. doğusunda Toprakkale köyünde bulunmaktadır. Urartulara ait olan kalenin tapınak ve yerleşim yerleri tamamen yok olmuş, günümüze ancak burç ve duvar kalıntıları kalmıştır.

Anzavur Kalesi: Patnos ilçesinin 2 km. kuzey batısındaki Anzavur Tepesinde bulunan kale, Urartu medeniyetine ait olup M.Ö. 8. yüzyılda yapılmıştır. Kalenin duvarları Urartu Kralı Menua, tapınak kısmı ise İşpuini tarafından inşa ettirilmiştir.

Cami, Kümbet ve Kiliseler

Beyazıt Eski Camisi (Cami-i Gevher Digar): Beyazıt Kalesi'nin güney eteğinde Birinci Selim tarafından yaptırıldığı kabul edilen camidir. Caminin yer aldığı vadi yamacı düzeltilerek duvar örülmek suretiyle düz bir platform oluşturulmuş ve üzerine bina inşa edilmiştir. Kesme taştan inşa edilen cami 15x15 m. boyutlarında kare planlı ve tek kubbelidir. Yapıda kahverengi, sarı ve beyaz renkte taşlar karışık bir biçimde kullanılmıştır. Caminin giriş kapısı, beden duvarları, mihrabı, son cemaat yeri duvar payları, kubbeye geçiş sistemleri duvarlardaki kemerler, pencereler ve minare estetik bir sadelikte yapılmıştır.

Toprakkale Camisi: Toprakkale köyünde 1684 tarihinde Mirza Bin Adbi Paşa'nın yaptırdığı camidir. Höyüğün güney yamacındadır.

Sürmeli Mehmet Paşa Türbesi: Hamur ilçesi merkezinde olup, Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. Beyaz, yumuşak taştan yapılan kümbetin duvarlarında iki sıralı kırmızı taştan kuşak mevcuttur.

Üç Kümbetler: Üç kümbetlerden birisi Patnos ilçesine 2 km. mesafede olan Ziyaret, ikincisi Süphan Dağı eteğindeki Taşkıran, üçüncüsü de Dedeli bucağının Acım köyündedir.

Hamur Kümbeti: Hamur ilçe merkezinin kuzeydoğusunda, Ağrı-Van yoluna 300 m. uzaklıktadır. Selçuklu kümbetlerinden ayrı bir mimari tarzda, altı (gövde kısmı) dikdörtgen, üstü balık sırtı biçimindedir. Kümbetin 18. yüzyılda İshak Paşa'nın torunlarından İbrahim Paşa tarafından yapıldığı söylenmektedir.

Karagöz Kilisesi: Tutak ilçesinin 26 km. batısındaki Dayıpınarı köyü yakınında kayalar oyulmak suretiyle yapılmış bir yeraltı kilisesidir.

Üç Kilise: E-23 karayolunun hemen güneyinde olan Taşlıcay ilçe merkezine 18 km. uzaklıktaki Taşteker köyündedir.

Termal Merkezler

Termal merkezler yönünden oldukça zengin olan Ağrı'nın Diyadin ilçesinde Yılanlı, Davut ve Köprü kaplıcaları bulunmaktadır. Suları romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir. İlçenin girişinde 3 yıldızlı bir termal otel bulunmaktadır.

Dambat Çermiği ve Maden Suyu: Ağrı'ya 5 km. uzaklıktaki Yolluyazı (Dambat) köyünde, Murat Nehri'nin kıyısındadır. Yerden fışkıran su kükürtlüdür. Yara, çıban, sivilce gibi deri hastalıkları ve romatizma için şifalıdır.

Diyadin Kaplıcaları: Diyadin ilçesinin 5 km. güneyindedir. Köprü, Yılanlı ve Davut adlarını alan üç sıcak su kaynağından oluşmaktadır. Deri hastalıkları ile enfeksiyonlara bağlı romatizmal hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir. Kaplıcalar Diyadin'in 7 km. güneyindedir. Sezon süresince devamlı dolmuş seferleri yapılan kaplıcalarda 150 yatak kapasiteli turistik bir otel bulunmaktadır.

Kuş Gözlem Alanı

Sarısu Ovası

Doğubeyazıt Sazlığı

COĞRAFYA

Ağrı, kuzeyden Kars ve Iğdır, Batıdan Erzurum ve Muş güneyden Bitlis ve Van, doğudan İran sınırı ile çevrilidir.

Ağrı' da mevcut toprağın büyük kısmını dalgalı, yüksek dağlık arazi meydana getirir. Ağrı ilinde dağlar sıralar halindedir.

Ağrıda bitki örtüsü olarak zengin otsu bitki türleri egemendir. İlkbaharda canlanan otlar, sonbaharda havaların soğumasıyla tükenir. Kışları soğuk ve sert yazları kurak ve sıcaktır.

TARİHÇE

Ağrı ilinin tarihi, Paleolitik Çağ’a kadar uzanmaktadır. Daha geç dönemlerde bu bölge ile Mezopotamya arasında kültürel ilişkiler olduğunu gösteren Tunç Çağı araç gereçleri bulunmuştur. Ağrı ve çevresine yerleşen en eski topluluklardan biri Hurrilerdir. M.Ö. 14. yüzyılda Hititlerin Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki etkinliklerini yitirmeleriyle ortaya çıkan Hurrilerden sonra yöre Urartu, Pers, Makedon, Roma ve Bizans hâkimiyetine girmiştir. M.S. 7. yy. ortalarında Arapların eline geçen ve stratejik konumu nedeniyle istilalara uğrayan Ağrı’yı 11. yüzyılda Selçuklular egemenlikleri altına almışlardır. Selçukluların aralıklarla süren egemenlikleri Moğol akınlarıyla son bulmuştur. Sonradan İlhanlılar, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. I. Dünya Savaşı’nda Ruslar tarafından işgal edilen bölge, 1921 yılında yapılan Kars Antlaşması ile Türkiye’ye iade edilmiştir.

NE YENİR?

Ağrı yöresinde hayvancılığın büyük çapta olması nedeniyle hayvan ürünleri büyük miktarda kullanılmaktadır. Ağrı zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Saç kavurma en meşhur yemeğidir. Gosteberg buğulama, Abdigör köftesi, Hengel, haşıl, erişte, kuymak, kete, bişi, erdek, hasude, bulgur pilavı, yalancı köfte, ekmek aşı,lalanga, ayran aşı, halise,çiriş ketesi, murtuğa ve ağızyakan ve deveci çorbası gibi yöreye özgü yemekleri vardır.

Ağrı'dan Yemek Tarifleri

Gosteberg Buğulama

Malzemeler:

Genç kuzu veya oğlak eti

Tereyağı

Salça

Gosteberg adı verilen dağ otu

Hazırlanışı: Genç kuzu veya oğlak kesilip yüzüldükten sonra ayıklanıp doğranır. Tereyağı ve salça ile yoğrulur. Üzerine gosteberg otu ince kıyılarak serpilir. Tüm bu karışım aynı hayvanın postu içerisine koyularak açık yerleri dikilir. Düz bir yerde üzerine nemli toprak yığılır, bu toprağın üzerinde bir saat kızgın ateş yakılır. Bir süre dinlendirildikten sonra post açılarak servis yapılır.

Selekli Saç Kavurma

Malzemeler:

Taze oğlak veya kuzu eti

Sarımsaklı yoğurt

Tereyağı

Hazırlanışı: Et doğranır içine tereyağında eritilmiş salça konur, bu şekilde kızartılan et indirilip bir süre dinlendirilir. Üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek servis yapılır.

Abdigör Köftesi

Malzemeler:

Kemiksiz kuzu, oğlak veya dana eti

Soğan

Haşlanmış pirinç

Baharat

Hazırlanışı: Taze et dövülerek hamur haline getirilir, baharat ve haşlanmış pirinçle yoğrulur köfte yapılır. İnce doğranmış soğanlar suda tuzla birlikte kaynatılır, kaynayan suya köfteler atılır. Piştikten sonra bir saat kadar dinlendirilen; köfteler; pilav üzerine konularak servis yapılır.

NE ALINIR?

Ağrı’da küçükbaş hayvancılığın fazla yapılması nedeniyle halıcılık en önemli el sanatıdır. Bunun yanında kilim, kazak, keçe ve çorap gibi el sanatları da vardır.

LİNKLER

Ağrı Valiliği http://www.agri.gov.tr/

OHAL Valiliği http://www.ohal.gov.tr/

YAPMADAN DÖNME

İshak Paşa Sarayı'nı görmeden,

Dağcılar için, Türkiye ve Avrupa'nın en yüksek dağı olan Ağrı Dağına çıkmadan, (izin almayı unutmayın)

Abdigör Köftesini tatmadan,

Kış ayları için bir kaç çift tiftik eldiven ve çorap almadan ...

Dönmeyin

AKSARAY

AKSARAY

GENEL BİLGİLER

İl Trafik No: 68

Aksaray, M.Ö. 8. bin yıla kadar uzanan tarihi, günümüze kadar hüküm süren çeşitli medeniyetlere ait kültürel varlıkları, tabii güzellikleri ve ticari bir merkez olması dolayısıyla hiçbir dönemde önemini yitirmemiştir. Kapadokya'nın kapısı konumundaki Aksaray, kültürel varlıkları yanında doğal zenginlikleri ile de ziyaretçilerine değişik ve ilginç tatil olanakları sunmaktadır. Orta Anadolu Bölgesi’nde, tarihi İpek Yolu'nun önemli merkezlerinden birisi olan Aksaray, günümüzde de doğu-batı ve kuzey-güney yönleri arasında uzanan ana bağlantı yollarının kavşağında yer almaktadır. Güzelyurt'u, Ihlara Vadisi, Sultan Hanı, Eğri Minare’si, kış sporları turizm merkezi ilan edilen Hasan Dağı ve Ziga Kaplıcaları ile Anadolu'nun ortasında çekici bir merkez konumuna gelmiştir.

İLÇELER:

Aksaray ilinin ilçeleri; Ağaçören, Eskil, Gülağaç, Güzelyurt, Ortaköy ve Sarıyahşi'dir.

Ağaçören: Ağaçören ilçesi M.Ö. III ve VI y.y.'da Hititler zamanında yerleşim alanı olarak kullanılmış, daha sonra Bizanslılar zamanında Kapadokya sınırları içerisinde kalmıştır. Bu zamana ait belgeler ilçe sınırları içinde kalan Taşkale ve Kilise mevkilerinde ki kalıntılardan anlaşılmaktadır.

Eskil: Eskil, Tuz gölünün güneyinde Aksaray ili'ne 67 km. Konya ili'ne 115 km. uzaklıkta düz bir ova üzerinde kurulmuştur. Yüzölçümü 1601 km², nüfusu 22.212'dir. Eskil halkı genelde çifçilikle uğraşmakta olup, Buğday, arpa ve şekerpancarı yetiştirmektedir. Ortakuyu, Köşk, Çukuryurt, Hacıeyvatlı (höyüklü), Mutlu, Culfa, Sarsak, Tosun yaylalarında höyükler mevcut olup, buralardan mimari eser döküntüleri, insan, ilah ve ilahe heykelleri kalıntıları çıkmaktadır. Bizanslılardan kalma tiyatro yeri kalıntıları günümüzde mevcuttur.

Gülağaç: Aşıklı Höyükte Mamasun Barajı nedeniyle yapılan kurtarma kazılarında yörede M.Ö. 8000 yıllarında insan topluluklarının yaşadığı tespit edilmiştir. Gülağaç'a bağlı Saratlı ve Camiliören köylerinde yeraltı şehirleri bulunur.

Güzelyurt: Günümüzde "Yüksek Kilise" olarak bilinen "Analipsis Tepesi" ve civarında çok miktarda işlenmiş obsidiyenden (volkanik cam) yapılmış taş baltalar ve seramik parçalarına rastlanması, burada "Kalkolitik Çağı" insanının yaşadığını göstermektedir.

Manastır Vadisi, Ihlara Vadisi, Analipsis Tepesi civarındaki "Peri Bacaları", Göreme ve Zelve gibi Kapadokya Bölgesi yüzey şekillerine iyi bir örnektir. Deniz seviyesinden 1485 m. yüksekliktedir. Burada tam bir yayla havası hüküm sürer.

Ortaköy: İlçede yapılan kazılarda elde edilen buluntular buraların Eski Tunç Çağı'na uzanan tarihini ortaya çıkarmıştır. Büyük Türk mutasavvıfı Yunus Emre'nin türbesi Ortaköy'ün Sarıkaraman kasabası yakınlarındaki Ziyaret Tepesindedir.

NASIL GİDİLİR?

Karayolu Aksaray doğu ve batı, kuzey ve güney yönlerinde uzanan karayollarının kavşağında ve Kapadokya'nın girişinde yer almaktadır.

Otogar Tel : (+90-382) 213 78 00

GEZİLECEK YERLER

Müzeler ve Örenyerleri

Müzeler

Aksaray Müzesi

Adres: Zinciriye Mah. Aksaray

Tel: (382) 213 16 67

Faks: (382) 213 09 42

Örenyerleri

Acemhöyük - Merkez/Yeşilova

Aşıklıhöyük - Gülağaç/Kızılkaya

Belisırma - G.Yurt/Belisırma

Ihlara - G.Yurt/Ihlara

Manastır Vadisi - Güzelyurt

Nora - Merkez/Helvadere

Selime - G.Yurt/Selime

Nora (Viranşehir) Antik Kenti

Aksaray'ın 30 km. güneyinde Hasan Dağı'nın eteğinde kurulmuş olan antik Nora kasabası stratejik mevkide önemli bir askeri merkezdir. Roma ve Bizans dönemlerinde önemini koruyan kasabada bugün birçok kilise bulunmaktadır. Ayakta kalan yapılar Bizans dönemine aittir. Bu kiliseler kısmen tahrip olmuşsa da çeşitli freskler halen göze çarpmaktadır.

Aşıklı Höyük

Aksaray'ın 25 km. güneydoğusunda yer alır. 1989 yılından beri arkeolojik kazılar yapılmaktadır. Aşıklı Höyük Anadolu'da Akeramik Neolitik Dönem'e (günümüzden on bin yıl önce) ait en eski "ilk köy yerleşimlerini" sergileyen önemli ören yerlerinden biridir.

Musular

Höyük Aksaray'ın yerleşim tarihinin Aşıklı Höyük'ten sonraki en eski örneklerinden birini oluşturan Musular Höyük, Gülağaç ilçesi Kızılkaya köyünde, Melendiz Irmağı'nın batısında yer almaktadır.

Musular'a ilk kez günümüzden 8000 yıl önce yerleşildiği saptanmıştır. Şimdiye kadar iki ana dönem tespit edilmiştir. Bunlardan ilki prehistorik terminolojide "çanak çömleksiz neolitik" olarak adlandırılan akeramik dönemdir.

Sonraki yerleşme evresi "çanak çömlekli" evreye aittir. Bu dönemde yerleşenler önceki yapı kalıntılarını düzlemiş, bunun üzerine kalınca sarımsı renkte bir toprak tabakası sermiş ve bu düzlem üzerine kendi yapılarını inşa etmişlerdir.

Acemhöyük

Aksaray'ın 18 km. kuzeybatısında Yeşilova'dadır. M.Ö. 3000 yılında iskân görmüş, en parlak devrini M.Ö. 2000-1750 yıllarında yaşamıştır. Şehrin o zamanki ismi kesin olarak bilinmemekle beraber, yerli ve yabancı bilim adamları tarafından Puruşhanda olduğu sanılmaktadır. 1948 yılından itibaren sistemli bir şekilde devam eden kazılar neticesinde Höyükte Assur Ticaret Kolonileri dönemine ait büyük bir saray ve deposu ortaya çıkarılmıştır. Üçüncü katta açığa çıkarılmış olan iki saray yapısı yalnız Acemhöyük için değil, Anadolu mimarlık tarihi açısından da önemlidir.

Ihlara Vadisi : Bugün görülebilir 14 durumda kilise mevcuttur. Bunlardan 10 kadarı canlılığını ve renk uyumunu korumaktadır ve halen gezilebilmektedir.

Vadi, doğal yapısı itibariyle 9. yüzyıldan itibaren keşişler ve rahipler tarafından çok uygun bir inziva ve ibadet yeri, savaş döneminde ise dinlenme, korunma yeri olarak kullanılmıştır. Vadide yer alan kiliselerde “Hz. İsa'nın Doğumu”, “Müjde”, “Ziyaret”, “Mısır'a Kaçış”, “Son Akşam Yemeği” gibi İncil'de geçen konular fresko tekniğindeki resimlerde betimlenmiştir.

Ihlara Vadisi'ndeki kayalara oyulmuş freskli kiliseler, korunarak yeryüzünde eşine rastlanmayan bir tarihsel ve dinsel miras olarak günümüze dek varlıklarını sürdürmüşlerdir.

İlk çağlardan itibaren tabiatla tarihin bir arada bulunduğu Ihlara Vadisi'ndeki kiliselerin resim tekniği iki kısma ayrılır. Ihlara civarındaki kiliseler Kapadokya tipi diye bilinen sanat özelliklerini gösterir.

Yer Altı Şehirleri : İldeki yer altı şehirleri genellikle Güzelyurt ve Gülağaç ilçelerinde yoğunluk kazanmakla birlikte, gerek merkez ilçe ve gerekse Ortaköy’de de yer altı şehrine rastlamak mümkündür. Güzelyurt ilçe merkezi ve Manastır Vadisi’nde 3 adet açık yer altı şehri vardır. Gülağaç ilçesinde Saratlı Yer Altı Şehri ziyarete açılarak, aydınlatılmıştır.

Camiler, Türbeler, Kiliseler

Ulu Camii, Eğri Minare (Kızıl Minare), Tapduk Emre Türbesi (Tapduk Emre Köyü), Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Türbesi (Merkez), Kılıçarslan Türbesi (Merkez) : Şeyh Cemaleddin-i Aksarayi İtifakhanesi, Çilehanesi ve Mescidi Aksaray'ın en önemli cami ve türbeleridir.

Aksaray Cami, Türbe ve Kiliseleri

Ulu Cami (Karamanoğlu Cami-Merkez)

Yığma bir tepe üzerinde bulunan caminin kitabesinde, 1408-1409 yıllarında Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından Mimar Mehmet Firuz Bey’e yaptırıldığı yazılıdır.

Tipik bir Karamanoğlu eseri olan caminin en önemli özelliği; abanozdan yapılmış, Selçuklu devri ahşap işçiliğinin şaheser bir örneği olan minberidir.

Eğri Minare (Kızıl Minare-Merkez)

Selçuklu dönemine ait olup, 1221-1236 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Minare olarak anılmaktadır.

Taptuk Emre Köyü ve Türbesi (Taptuk Emre Köyü)

Aksaray ilinin kuzeyinde 20 kilometre mesafede bulunan köy, küçük Ekecik Dağı'nın eteğinde kurulmuş olup Taptuk Emre'ye ait olduğu söylenmektedir.

Dağ eteğinin en üst kısmında ise son yıllarda yeniden çevre düzenlemesi yapılan cami ve türbe bulunmaktadır. Taptuk Emre'ye ait olduğu söylenen mezar bozulmadan üst kısmına taş sanduka yapılmıştır.

Yunus Emre Türbesi (Reşadiye Köyü-Ortaköy)

Aksaray ilinin Ortaköy ilçe merkezine 20 km mesafede Reşadiye köyündedir. Türbenin bulunduğu tepe, halk tarafından ziyaret tepesi olarak bilinmektedir.

Kaya Cami (Güzelyurt)

Güzelyurt ilçe merkezindedir. XIV. yüzyıldan kalmış olduğu sanılmaktadır.

Selime Sultan Türbesi (Selime Köyü)

Selime köyünde bulunan türbe, gerek mimari, gerekse dekoratif yönden erken devir özelliklerini göstermektedir. Türbede taş ve tuğla işçiliği iç içedir. Mimari stili ve malzemeleri yönünden XIII. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir.

Kilise Cami (Aziz Gregorius Kilisesi) (Güzelyurt)

Güzelyurt ilçe merkezindeki Hıristiyanlık dönemi eserlerinden olup, Ortodoks alemi için büyük önem taşımaktadır. M.S. 385 yılında kapalı haç planında inşa edilmiştir. Daha sonra çeşitli ilave ve tamiratlarla değişikliğe uğrayan kilisenin, çan kulesi minare haline getirilerek camiye çevrilmiştir.

Aziz Anargiros Kilisesi (Güzelyurt)

Güzelyurt ilçe merkezindedir. Kapalı haç planında olan kilise, kubbeleri ve kolonlorı dahil olmak üzere tümü kayaya oyularak yapılmıştır.

Kilise, son olarak 1884 yılında tamir görmüştür. Kubbesindeki 1887 tarihinden, fresklerinin onarımından üç yıl sonra yapıldığı anlaşılır. Günümüzde Vatikan'dan buraya gelip hacı olanlar vardır.

Aziz Anargiros'un yortu günü olan 1 Kasım günleri kilisede hastalar büyük bir tören düzenleyerek sabahlara kadar dua etmektedir.

Sivişli Kilise (Güzelyurt)

Kasaba içinde kayadan oyma bir kilisedir. Kubbede, ortada Hz. İsa ile Hz. Meryem'in, kenarlarda havarilerin portreleri yer almaktadır.

Selime Katedrali (Selime)

Kayalara oyulmuş yüksek bir yerde olan katedral içinde iki sıra halinde sütunlar mevcuttur. Bu sütunlar katedrali üç sahana ayırmıştır.

Kale Manastırı Kilisesi (Selime)

Kapadokya'daki dini kuruluşların en büyüklerindendir. Manastır VIII. ile XIV. yüzyıl veya X. yüzyıl, kilisedeki figürlü freskolar ise X. yüzyıl sonu ile XI. yüzyıl başları arasına tarihlenmektedir. İsa'nın göğe çıkışı, müjde, Meryem gibi tasvirleri vardır.

Yüksek Kilise (Merkez)

Kızlar manastırı olarak bilinen kilise, dik kayalar üstüne taş oymadır. İl merkezine yaklaşık 3 km mesafededir.

Kızıl Kilise (Sivrihisar)

Kırmızı kesme taştan yapıldığı için Kızıl Kilise adını almıştır. Kilise V.-VI. yüzyıla tarihlenmektedir.

Antik Nora Viranşehir (Helvandere Kasabası)

Aksaray'ın 30 km güneyinde Hasan Dağı'nın eteğinde kurulan kasaba, Roma ve Bizans döneminin önemli yerleşimlerindendir. Kasabada bugün bir çok kilise kalıntısı bulunmaktadır. Ayakta kalan yapılar Bizans devrine aittir. Bu kiliseler kısmen tahrip olmuşsa da çeşitli freskler halen göze çarpmaktadır.

Ağaçaltı Kilisesi (Daniel, Pantanossa-Ihlara)

Ihlara Vadisi içerisinde, vadiye giriş merdivenlerinin güney kısmındadır. Freskolarda, vahiy, ziyaret ve doğum, Mısır'a kaçış, Hz. İsa'nın vaftizi ve Hz. Meryem'in ölümü işlenmiştir. Kubbede ise, göğe çekiliş sahnesi yer alır.

Pürenli Seki Kilisesi (Ihlara)

Kayaya oyulmuş dört bölümden oluşmaktadır. Narteks zemininde mezarlar mevcuttur. Freskolar X. yüzyıl başı ile XII. yüzyıl arasına tarihlenmektedir. Peygamberlerin kehaneti, Meryem ve piskoposlar, müjde, ziyaret, çobanların tapınması gibi, İsa'nın çocukluğu ve İncil'den çeşitli sahneleri konu alan tasvirleri önemlidir.

Kokar Kilise (Ihlara)

IX. yüzyılın sonuna veya XI. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen freskolarındaki konular oldukça zengindir. Son yemek, çarmıha gerilme, Mesih'in defnedilişi, göğe çekilme, havarilerin görevleri gibi zaman zaman konu bütünlüğü gösteren tasvirleri ilginçtir. Kilisenin iki mezar odasındaki süslemeler, kırmızı boya ile yapılmış ilk örneklerdir.

Eğritas Kilisesi (Ihlara)

Çok büyük bir tapınak ve vadinin en eski yapılarından olduğu anlaşılan kilisenin Meryem'e ithaf edildiği, doğu duvarındaki bir kitabede belirtilmiştir. İki melek arasında oturan İsa, iki melek ve altı piskopos arasındaki Meryem, Hz. Yusuf'un rüyası, Mısır'a kaçış, vaftiz, Kudüs'e giriş gibi tasvirlerin yer aldığı fresklerin oldukça yıpranmış olmalarına karşın, boyalarının çok renkli ve canlı oluşu dikkat çekmektedir.

Sümbüllü Kilise (Ihlara)

Manastır mekanları iki kat halinde kaya kütlesine oyulmuştur. Mikail ile Cebrail arasında Meryem, İsa ve fırında üç İbrani genci ile azizlerin tasvirleri vardır.

Yılanlı Kilise (Ihlara)

Kuzeyindeki ve güneyindeki dar haç kolları, tavanı kabartma bir haçla bezeli merkez mekanı çevreler. Çarmıhta İsa, Kudüs'e giriş, Mısırlı Meryem'in gömülmesi, ziyaret gibi tasvirler vardır.

Saint Georges Kilisesi (Kırkdamaltı Kilisesi-Belisırma)

Bölgedeki en yüksek kilise olup, 1283-1295 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Kilisenin kitabesi kilisenin tüm çevresini dolanmaktadır. Kilisedeki fresklerde incilin hikaye ettiği tüm konular ile Selçuklu Sultanı II. Mesud'un resmi tasvir edilmiştir.

Bahattin Samanlığı Kilisesi (Belisırma)

Tek koridorlu bir kilisedir. Kuzey ve batı yan duvarlara oyulmuş birer hücre ile güney duvara oyulmuş üç hücre kubbesi de beşik çatı şeklindedir.

Direkli Kilise (Belisırma)

Kilisenin içindeki kapıdan keşişlerin türbelerine ve kilisedeki görevlilerin ikametgahlarına gidilmektedir. Kilise üstündeki sütunlarda ikişer sıra halinde resimler vardır. Azizlerin ve Havarilerin iki taraflarında kitabeler görülür. Bir manastır kilisesi olup XI. ve XIII. yüzyıl lara tarihlenmektedir.

Ala Kilise (Belisırma)

Köyün kuzeyinde ve vadinin doğu yamacında kayaya oyulmuş bir kilisedir. Hıristiyanlığın serbest bir hale gelmesinden sonra yapılmıştır. Cephesinin üst kısmında Havarilerin ve azizlerin resimleri yer almaktadır. Doğum, Anastasis, Kudüs'e Giriş, Mısır, Meryem'in Takdis Edilmesi gibi tasvirler yer almaktadır.

Karagedik Kilisesi (Belisırma)

Dik kayaya yaslanmış otlarla örtülü bir tepe üzerinde kurulmuştur. XI. yüzyıl Bizans üslubunda yapılmış büyük bir kilise olup, Çanlı Kiliseyi andırmaktadır.

Hanlar

Alayhanı

Aksaray-Nevşehir karayolu üzerinde Alayhan köyü sınırları içerisindedir. Hanın ön ve avlu kısmı yıkılmıştır. II. Kılıçarslan döneminde Uçbeyi olan Pervane Bey tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir.

Öresin Han

Aksaray-Nevşehir karayolunun 22 km.sinde, Selçuklulardan kalma bir handır. Orta kubbesi ve kapısı yıkılmıştır. Pencereleri mazgal şeklindedir. Altışar kemerli gözleri vardır.

Sultan Hanı

1228-1229 Yıllarında Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Selçuklu devrinin mimari taş işçiliği ve süsleme sanatları bakımından şaheser bir örnektir. Ticari ve askeri açıdan önemli olan Konya-Aksaray yolunun emniyetini sağlamak için kurulmuştur. Yazlık, kışlık, mescid ve ahır bölümlerinden oluşan klasik Selçuklu hanları tipindedir.

Ağzıkara Han

Aksaray-Nevşehir karayolunun 15.km'sinde bulunan han, Osmanlı kaynaklarında Hoca Mesud Hanı olarak geçmektedir. Yapımı 1231 tarihinde Alaaddin Keykubat döneminde başlanmış, 1239 'da Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde tamamlanmıştır. Hamamı, imareti, yazlık ve kışlık bölümleri ile tam teşekküllüdür. Hanın kapısı Selçuklu taş süsleme sanatının tüm özelliklerini gösterir.

Kaplıcalar

Ziga Kaplıcaları

Aksaray’da termal turizm denilince Ziga Kaplıcaları akla gelir. Aksaray’a 35 km. mesafede Ihlara yolu üzerindedir. Başta romatizma hastalıkları olmak üzere metabolizma bozuklukları, sindirim sistemi hastalıkları, deri hastalıkları, göz hastalıkları ve kadın hastalıkları ile nevralji, nefrit ve kırık çıkık vakalarına iyi gelmektedir.

Paşa Hamamı

Osmanlı devri eserlerindendir ve şehir merkezinde Zinciriye Medresesi yanındadır. II. Abdülhamit Seraskeri Hacı Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kadın ve erkek kısımları vardır. Dört kubbelidir. Hamam ildeki taştan yapılmış tipik ve tek Osmanlı eseridir.

Kuş Gözlem Alanı

Eşmekaya Sazlığı Kuş Alanı ve Tuz Gölü Kuş Alanı Aksaray ili sınırları içinde bulunmaktadır.

Konya Kapalı Havzası

Sportif Etkinlikler

Dağ-Doğa Yürüyüşü

Hasandağı dağcılık ve kış sporları yapmaya elverişlidir. Halen yerli ve yabancı dağcı gruplarının rağbet ettiği Hasandağı'nda. Klimatizm, orman içi dinlenme alanı ve yaylacılık ile dağ bisikleti, atlı tur gezintileri ve doğa yürüyüşü yapılmaktadır.

Olta Balıkçılığı

Mamasun, Hirfanlı ve Kültepe baraj göllerinde tatlı su levreğiyle aynalı sazan balıkları yetiştirilmektedir. Yine çok sayıda bulunan göletlerde levrek, sazan, alabalık ve yayın balığı yetiştirilmektedir. Melendiz dağlarından doğan ve Tuz Gölüne boşalan Uluırmak'ta çok sayıda mercan balığı bulunmaktadır. Mamasun Baraj Gölünde yetiştirilen tatlı su ıstakozu (kerevit) yurt dışına ihraç edilmektedir.

COĞRAFYA

Aksaray, kuzeyden Kırşehir, doğudan Nevşehir, güney doğudan Niğde, kuzey batıdan Ankara ve batı ve güneyden Konya illeri ile çevrilidir.

Türkiye'nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölünün güneydoğusunda yer alan Aksaray ilinin yeryüzü şekillerini, Hasan Dağı, Melendiz Dağları ve Ekecik Dağı gibi eski volkanik dağlar ile bu dağlardan püsküren lavların meydana getirdiği platolar ve ovalar oluşturmaktadır.

Aksaray İlinde İç Anadolu iklimi olan karasal iklim özellikleri görülmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve genellikle karlı geçmektedir.

TARİHÇE

Kapadokya Bölgesi içinde yer alan Aksaray ili M.Ö. 8.binden itibaren iskan edilmiştir. Aşıklı Höyük, Akeramik Neolitik Döneme ait Anadolu'daki ilk köy yerleşimlerinden birisidir.Tarihi süreç içerisinde Aksaray çeşitli medeniyetlere beşiklik yapmıştır. M.Ö. 3000-2000 yılları arasında Asur Ticaret Kolonileri Devrinde en önemli ticaret merkezlerinden birisi kent merkezi yakınlarındaki Acemhöyük'tür. İlde daha sonra Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri yaşanmıştır.

M.S. I. yüzyılda havari Aziz Paul ve müridleri tarafından Anadolu'da yayılmaya başlayan Hıristiyanlık çok tanrılı Roma taraftarlarının büyük tepkisine neden olduğundan, ilk Hıristiyanlar korunmak amacıyla bu yöreye gelmişlerdir.

1142 yılında Selçuklu egemenliğine giren, 1923 yılında il olan Aksaray, 1933 yılında Niğde iline bağlı ilçe, 1989 yılında ise tekrar il olmuştur.

NE YENİR?

Aksaray’da hububat üretiminin geniş bir alana yayılmış olması ile bundan yapılan yiyecekler, hayvancılığın gelişmiş olması dolayısı ile yemek kültürüne yansımış, bamya çorbası, çörek, şepe, erişte, kuskus, mayalı, dolma mantı, soğanlama, çiğleme,sarığıburma, höşmerim bilinen yöresel yemeklerdir. Helvadere kasabasının da alabalıkları lezzetleriyle ünlüdür.

Aksaray'dan Yemek Tarifleri

Bamya Çorbası

Malzemeler:

250 gr. bamya,

200 gr. et,

1 adet soğan,

1 domates,

1 yemek kaşığı salça,

1 limon

Hazırlanışı: Bamya sıcak suda 15 dakika kaynatılarak, limon tuzlu su ile haşlanır. Tencere içine yağ ile bir adet soğan ve et ilave edilerek soğan kızarıncaya kadar pişirilir. Rendelenmiş domates ile bir kaşık salça ilave edilerek yemek kaynamaya bırakılır, limon ilave edilir. Hazırlanan bamya yemeğe ilave edilerek servis yapılır.

Çiğleme

Malzemeler:

500 gr. un,

2 bardak su,

250 gr. taze kaymak

tuz

Hazırlanışı: Hazırlanan un ile su hamur haline getirilir. 15 dakika dinlenen hamur merdane ile küçük yuvarlak şeklinde açılır. Arasında bir tatlı kaşığı kaymak ilave edilip kapatılır. Teflon tavada kısık ateşte çevrilerek pişirilir. Tekrar üzerine kaymak ilave edilerek servis yapılır.

NE ALINIR?

Türk halı dokumacılığının bugün Anadolu’da devam ettirildiği yerlerden birisi de Aksaray Taşpınar’dır. Taşpınar halılarının günümüze değin koruduğu özelliklerden bir tanesi atkı, çözgü ve düğüm iplerinin tamamen yün olmasıdır. İplerin renklendirilmesinde ise genelde doğal boya kullanılmaktadır.

Taşpınar halıları taban, kelle, çift somya, minder, namazlık, yastık, heybe ve eğerlik örtüsü adı verilen çeşitlerde dokunmuştur. Son yıllarda en çok yastık ve yen halısı denilen çift halı dokunmaktadır.

LİNKLER

Aksaray Valiliği http://www.aksaray.gov.tr

Aksaray Belediyesi http://www.aksaray-bld.gov.tr

YAPMADAN DÖNME

Ihlara Vadisi, Güzelyurt'u gezmeden, Eğri Minareyi görmeden,

Helvadere de Alabalık - Ihlara Vadisinde Saç tavayı tatmadan,

Taşpınar Halısı almadan,

Ihlara Festivali ve Güzelyurt'ta 15 - 30 Ağustos ta düzenlenen Eski ve Yeni Gelveri Festivalini (Yörede yaşayan Yunanlıların Yöreyi ziyaretleri nedeniyle düzenlenmektedir.) izlemeden,

....Dönmeyin.